Kalbini Tut, Umutlarına Tutun

Umutlarına tutun.
Gözlerin, Yakup sabrıyla seyreylediği bir direnişle
karşılasın sıkıntılarını
Kalbin, kuyularda ümidini diri tutan Yusuf'un çaresizliğiyle
beklesin kurtuluşunu.
Düşüncelerin, iffetine suskunluk yeminleri etmiş
Meryem kadar sessiz anlatsın
masumluğunu.
Özlemlerin, Medine'de Muhammed'in(s.a.v) gelişini bekleyen
insanların coşkusuyla karşılasın vuslatını.


devamı için tıklayınız!...





4 Nisan 2008 Cuma

Peygamber Efendimiz(S.A.V)` in Adetleri..

1. Hayırlı işlerde sağı, adi işlerde solu kullanmak.

2. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.

3. Yemeğe besmele ile başlamak, Allah'ın sonsuz ikram ve nimetlerini tefekkür ederek yemek, sonunda da hamd etmek.



devamı için tıklayınız!....




Efendimiz(sav)biz gençlerden ne istiyordu?

Önce güçlü bir iman istiyordu.
Allah'a (c.c.)
inanmayı ve emirlerine sımsıkı sarılmayı tavsiye ediyordu.
Sonra başta namaz olmak üzere tüm farz
ibadetlerimizi yerine getirmeyi istiyordu.
Başka?


devamı için tıklayınız!...



3 Nisan 2008 Perşembe

Hazretİ Muhammed'İn Hakkinda Ayetler

Hz Muhammed Güzel Ahlak Örneği Olarak Gönderilmiştir:
"Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin." (Kalem 4)
"Ant olsun, Allah 'ın resulünde sizin için… güzel bir örnek vardır." (Azhab 21)
"Nitekim biz size, ayetlerimizi okuyacak, sizi kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir peygamber gönderdik."( Bakara 151)
"Kim peygambere itaat ederse, aslında A llah a itaat etmiş olur. Kim peygamberden yüz çevirirse bilsin ki, biz seni onlara bekçi gönderdik."(Nisa 80)



devamı için tıklayınız!....




2 Nisan 2008 Çarşamba

Peygamber Efendimizin Toplumla Munasebetleri

Peygamber Efendimiz ( s.a.s.) yediden yetmişe her yaşta ve her meslekteki kişilere sicak bir alaka göstermiş, insanlar arasindaki ayricaliklari ortadan kaldirmiş, oluşturdugu yeni toplumda herkese hakkini vermiştir. Müslümanlari her gün daha mutlu, daha müreffeh bir hayat seviyesine ulaştirmak onun en başta gelen çabalari arasindadir. Mü’minlerin birbirlerini şefkatle bagrina basmasi, samimi bir sevgi ile birbirlerini sevmeleri, bir binanin tuglalari gibi birlik içinde kenetlenmeleri, sikintida ve neş’ede, darlıkta ve bollukta değişmeyen bir tesanüt hissiyle birbirlerini kucaklamaları ve desteklemeleri, birbirlerine haset etmemeleri, kin beslememeleri, gururdan kibirden kaçınmaları gösterişten uzak durmaları, mahviyetli davranmaları onun başlıca tavsiyeleri arasındadır. Şunu kesinlikle söyleyebilir ki,



devamı için tıklayınız!....








Resulullahı (s.a.v) ağlatan düşünce

Rasulullah (s.a.v) bir gece zevcesi Ümmü Seleme’nin evinde idi. Gece yarısı uykudan kalkıp evin karanlık bir köşesinde dua ve ağlamakla (Allah’a yalvarıp yakarmakla) meşgul oldu. Ümmü Seleme, Resulullah (s.a.v)’ı yatağında görmeyince kalkıp onu aramaya koyuldu. Bir de baktı ki Resulullah (s.a.v) evin karanlık bir köşesinde durup ellerini göğe kaldırmış, ağlayarak Allah’a şöyle yalvarıp yakarıyor:



devamı için tıklayınız!....










31 Mart 2008 Pazartesi

Peygamberimiz(a.s.m)'in Lâtifeleri..

Peygamber Efendimiz, Allah'ın elçisi olması dolayısıyla ciddi, vakarlı, ağırbaşlı, heybetli bir insandı. Bu hali zaten normaldi. Çünkü taşıdığı görev, üstlendiği vazife bunun gereğiydi. Ancak her haliyle o da bir insandı. Hem de çok cana yakın...

Herkese samimi ve içten davranırdı. Zaman olur, şakalaşır, tatlı ve güzel bir hava oluştururdu. Çünkü başka türlü olsaydı, insanlar Peygamberimize yanaşamazlar, ona soru bile soramazlardı.



devamı için tıklayınız!...





Peygamberimizin Dilencilikten Nefret Etmesi

Peygamberimiz son derece cömert olduğu halde dilenciliği hiç sevmezdi, şöyle buyururdu: “Sizden birinizin bir ip alıp da bir demet odun bağlayarak getirip satması ve böylece Allah Teala’nın o kulunun şerefini şuna buna yüzsuyu dökmekten esirgemesi, elbette ki dilenmesinden hayırlıdır.
Peygamberimizin uzun süre hizmetinde bulunan Enes İbn Malik (r.a) anlatıyor:
“Ensardan biri Peygamberimize gelerek sadaka istiyor. Peygamberimize:
- Evinizde bir şey var mı? Diye soruyor. Adam:



devamı için tıklayınız!...





Bir Sahabe'nin Rasulullah (sav)'a sorusu ve cevapları

Efendimiz (sas)'in huzurunda iki büklüm bekleyen sahabi, bir dizi
suallerini sormayı istemektedir. Merhamet ve şefkat menbaı ise, ona
cesaret veriyor, neyi istersen sor, buyuruyor. O da günlerdir
zihninde beklettiği suallerini sırayla sormaya başlıyor. Bakın neler
soruyor, nasıl cevaplar alıyor:

1- Ya Resulallah, ben insanların en âlimi olmak istiyorum.



devamı için tıklayınız!....





Resulullah´ın Hz. Ali´ye Vasiyeti

Hz. Ali (kv) bildiriyor:
Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı:
"Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir. Ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir. Sana vasiyetler edeceğim. Dinlersen şükredenler olur ve şehid olursun. Allahu Teala seni kıyamet günü alim ve fakih olarak diriltir" buyurdu ve devam etti:
"Ya Ali! Müminin üç alameti vardır:



devamı için tıklayınız!...




Peygamber Efendimizin (s.a.v.) güzel kokusu

Peygamber Efendimiz temizliğe çok önem verirdi. Kendisi sürekli mis gibi, tertemiz, hoş ve güzel kokar, Müslümanlara da temizliği tavsiye ederdi. Sahabelerden rivayet edilen bilgilerde Peygamberimiz (sav)’in bu güzel özelliği hakkında detaylar aktarılmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir:Enes b. Malik (ra) şöyle ifade etmektedir:



devamı için tıklayınız!....




Hİtabet YÖnÜnden Peygamber Efendİmİzİn DiŞ GÖrÜnÜŞÜ

*Yemin olsun ki Allah Rasulün de sizin için güzel bir numune örnek vardır.(Ahzab 21)
* Hiç şüphe yok ki sen en yüce bir ahlak üzerinde bulunuyorsun (Kalem 4)
*Rasulullah (sav)insanların en güzel yüze en tatlı görünüşe sahip olanı idi. Rasulullah (sav) ne çok uzun ne de çok kısa idi,yüzü ne bembeyazdı,nede esmer,saçları kıvırcıkta değildi,düzde dreğildi.Vefatında başında ve sakalında ki beyazların sayısı yirmiyi bulmuyordu.(Buhari el-Menakıb)



devamı için tıklayınız!....




Peygamber Efendİmİzİn Mİnberde ÜÇ Defa Amİn Demesİ

Cebrail (r.a),den peygamber efendimiz bir gün minbere çıkarken birinci basamakda "amin" dedi.İkinci bsamakda tekrar "amin" dedi.Üçüncü basamakda yine" amin" dedi.Minberden inince eshab:"Ya rasulullah!Niçin her basamakda amin dediniz?" Dediler.Efendimiz:


devamı için tıklayınız!....




Peygamberimizden (sav) örnek olaylar

- Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) cok mutevazi idi. Misafirlerine bizzat kendisi hizmet eder, ikramda bulunurdu. Bir gun colden biri gelip, “Kim bu insanlarin buyugu?” diye sordu.

O sirada misafirlerine kâselerle sut dagitma hizmetinde bulunan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) adama, “Bu insanlarin buyugu bunlara hizmet edendir!” buyurdu. Bu sozuyle hem buyuklerin insanlara hizmet edecegini ifade etmis, hem de aradigi kimsenin kendisi olduguna isarette bulunmustu.



ve devamı için tıklayınız!....




peygamber efendimizin 3 ögütü

Büyüklük taslamaktan sakınınız. Zira İblis’i Hz. Âdem’e secde etmemeye sevkeden büyüklük taslamaktır.


devamı için tıklayınız!...



Peygamber efendimizden (s.a.v.) nasihatlar

Ashâb-ı Kirâm’dan Ebû Zerr hazretleri bir gün Peygamber Efendimize: “Bana tavsiyede bulun yâ RasûlALLAH” diye ricâda bulununca Peygamber Efendimiz Hz. Ebû Zerr’e şu nasîhatlerde bulundu:

— Sana ALLAH’tan korkmanı tavsiye ederim. Çünkü ALLAH korkusu her işin başıdır.

— Kur’ân’ı oku, ALLAH’ın zikrine sarıl. Çünkü zikrullah senin için yeryüzünde ışık, gökte de saklanan bir azıktır



devamı için tıklayınız!....





Peygamber efendimizin yürüyüş şekli

Ben Resulullah Efendimizden daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, onun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi. Peygamber Efendimizden daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü. Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık."110

Hz. Ali'nin torunlarından İbrahim b. Muhammed (ra), "Dedem Hz. Ali, Resulullah Efendimizi tanıtırken şöyle derdi:



devamı için tıklayınız!....





Hz. EbuBekr ve dirilen Şehid Hz. Nevfel

Sevgili Peygamberimiz "şehidliğin" üstünlüklerini anlatıyorlardı. Buyurdular ki:

(Kıyamet gününde şehidler, "Mahşer Yerine" gelirken; orada bulunan Peygamberler ayağa kalkarlar.. Onlar; çocukları, akraba ve dostlarından 70.000 kişiye şefaat ederler (Cehennemden kurtarırlar)....)

Bu sözleri işiten "Nevfel" ismindeki sahabe, iki oğlu ile hanımını oraya getirdi.

- Yâ Resûlallah! Bir dua etmek istiyorum. Siz de "amin" der misiniz? diye sordu.



devamı için tıklayınız!....




Ebuzer'in Öğüdü

Ebuzer"e bir mektup geldi, açıp okudu. Uzak yoldan gelmişti. Bir şahıs ondan, kendisine mükemmel bir öğüt yazmasını rica ediyordu. O, Ebuzer"in, Resül-i Ekrem (s.a.v) kendisine ne kadar teveccühü olduğunu, Resul-i Ekrem (s.a.v)"in ona ne kadar lütuf ettiğini yüksek ve manalı sözlerle ona hikmet öğrettiğini bilenlerden biriydi. Ebuzer cevapta yalnız kısa bir cümle yazdı:


devamı için tıklayınız!...



Peygamberimizin Fakir Ve Kimsesizlere Merhameti..

Peygamberimiz hep fakir ve kimsesizlerle birlikte bulunmayı tercih eder, gönüllerini alırdı. Bir yerde, toplumun farklı kesimlerinin toplanmış olduklarını görünce, önce fakirlerin yanına gider, onlarla birlikte otururdu.

Abdullah bin Amr bin As anlatıyor:

"Bir gün mescitte oturuyordum. Bazı fakir kimseler bir köşeye toplanmış sohbet ediyorlardı. Resulullah içeri girdi. Başka bir tarafa yönelmeden doğruca fakirlerin yanına gitti. Ve onlara, fakir muhacirlere zenginlerden önce Cenneti müjdeledi. Hepsinin de yüzü güldü. Ben de onlardan birisi olmadığım için üzüldüm."

Peygamberimiz, kendisini,


devamı için tıklayınız!...


Hz. Muhammed’in Çocukluk Dönemi

” Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”.
(el-Enbiyâ Sûresi, 107)


l- HZ. MUHAMMED (S.A.S)’İN ÇOCUKLUK DÖNEMİ

1- DOĞUMU:


Hz. Muhammed (s.a.s.) Milâddan sonra 571 senesi, Fil Yılı’nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke’nin doğusunda bulunan “Hâşimoğulları Mahallesi”nde, babasından kendisine mirâs kalan evde doğdu. Arapların takvim başı olarak kullandıkları “Fil Vak’ası”, Peygamberimiz (s.a.s.)’in doğumundan 52 gün kadar önce olmuştu.(18)

Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara:



devamı için tıklayınız!....





Peygamber Efendimizin Bir Günü

Yeryüzünde günlük hayat sabah gün doğmadan başlar. Şebnemlerin oluşmasından, tomurcukların açılmasına; kuşların ötüşünden, nesimin esmesine varıncaya kadar hemen bütün varlık kendilerine mahsus dilleriyle gün doğmadan külli bir zikir halkasına otururlar. Zira bu saatler baharın başlangıcına, insanın rahm-ı madere düştüğü döneme, yer ve göklerin altı günlük yaratılış serencamesinin birinci gününe benzer, onları hatırlatır ve onlardaki şuunât-ı İlahiyeyi ihtar eder. İnsan da, diğer varlıkların cibillî bir şekilde kurmuş olduğu zikir halkasına, şuurlu bir şekilde iştirak eder ve başta namaz olmak üzere değişik zikir ve aktivitelerle güne başlar.

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de


devamı için tıklayınız!...



Dede olarak Hazreti Peygamber (sas)

Çocuk sevmek, bir büyüğün çocuklarına şefkat göstermesi zaaf işareti gibi algılanıyordu. Efendimiz (sas), birçok cahiliye davranışı gibi bu yanlış tavrı da örnek hareketleriyle değiştirdi. Hz. Peygamber, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin doğduktan sonra onları görmek için daha sık Hz. Fatıma’nın evine gider olmuştu. Onların bakımlarıyla ilgileniyordu, onlarla oyunlar oynuyordu ve sık sık onlara olan sevgisini dile getiriyordu. Hz. Peygamber


devamı için tıklayınız!...







İmtİhanlar Cenderesİnde Allah Resulu

O, problemler karşısında pes etmemiştir


Efendimiz, hayatımızın her karesine ait böylesi düzenlemeler ortaya koyarken pek çok bela ve musibetlerle de karşılaşmıştır. Ama bu bela ve musibetler asla O’nu yolundan vazgeçirmemiştir. O, önüne çıkan her problemi sabırla, azimle, gayretle, duayla aşmasını bilmiş, bu konuda da bize örnek olmuştur. Biz, en ufak bir problem karşısında hemen ümitsizliğe kapılabiliyor, kaderi tenkit manasına gelen bazı sözler söyleyebiliyoruz. Şu unutulmamalı ki


devamı için tıklayınız!...







sahabeler neleri severmiş

En çok sevdikleri şeyleri dile getirilip,sorulunca onların verdikleri karşılıklar...

Hep beraber buyuralım onlar neleri sevmiş ::.

-Peygamber efendimiz buyurdular ki:

Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi:


devamı için tıklayınız!....






Islamla Sereflenen Ilk Musluman Kadinlar

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizin ilk hanımı olan Hz. Hatice annemizin İslâm'ı kabul eden ilk kişi olduğu kesindir.(1) Kur'an'da, peygamber olan kocalarına inanmamış, îman etmemiş kadınların varlıklarının zikredilmesi(2) ve ekonomik yönden Hatice annemizin sevgili eşi olan Rasûlullah Efendimize bağımlı olmaması, onun, İslâm'ı sadece Peygamber hanımı olduğu için kabul etmiş olabileceği ihtimalini ortadan kaldırır. Yani annelerin annesi Hz. Hatice (r.anhâ) validemiz, kendi istek, irade ve ferasetiyle İslâm'la şerefyâb olmuştur.

Hz. Hatice annemizin


devamı için tıklayınız!....



Hz.nuhun hayatı

Hz. Nuh, İdris aleyhisselamın göğe çıkarıldıktan sonra azan insanlara peygamber olarak gönderildi. İnsanlar putlara tapmaya başladı. Cenab-ı Hak bunun için Nuh aleyhisselamı peygamber olarak gönderdi. O zaman 50 yaşında idi. Yıllarca insanları dine davet etti, putlara tapınmaktan sakındırdı ve Allahü Tealaya ibadet etmelerini söyledi. Ama Nuh aleyhisselama kendi oğlu Yam yani Ken'an bile iman etmedi, hatta alaya alıp işkence ettiler: « Andolsun ki Nuh'u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki:


devamı için tıklayınız!...





Hz. zülkiflin hayatı

Kur'ân'da adı geçen peygamberlerden biri.

Kur'ân'da iki yerde kendisinden bahsedilmektedir: "İsmâil, İdris ve Zülkifl, hepsi sabredenlerdendi. Onları rahmetimize soktuk. şüphesiz onlar salih olanlardandı" (el-Enbiyâ, 21/85, 86).

Âyette geçen "Zülkifl" adi değil lâkabıdır ve "nasib ve kısmet sahibi" anlamına gelir. Fakat burada dünyevî zenginliği değil, onun üstün kişiliğini ve âhiretteki derecesini kastetmek için kullanılmıştır. Onun gerçek adı




devamı için tıklayınız!...

Hz. zülkarneynin hayatı

Hz. Zülkarneyn'in peygamber mi, veli mi oldugu tam belli degildir. Kur'an-i Kerim'de doguya ve batiya düzenledigi seferleri zikr edilmistir. Asil isminin Iskender olup düzenledigi seferlerden dolayi Iskender-i Zükarneyn nâmiyla anilmistir . Kur'an-i Kerim'de : « (Resulüm!) Sana Zülkarneyn hakkinda soru sorarlar. De ki: Size ondan bir hatira okuyacagim » buyurulmustur. Âyette deginilen konu, rivayet edildigine göre,



devamı için tıklayınız!....



Hz. zekeriyyanin hayatı

Kur'ân'da adı gelen peygamberlerden biri. Soyu Dâvud (a.s)'a dayanmaktadır. Kur'ân'da anılan duâlarından (Meryem, 16/6) anlaşıldığına göre, soyu daha sonra Yâkub (a.s)'a varmaktadır (el-Kurtubî, Ahkâmu'l-Kur'ân, Kahire 1967, XI, 82; er-Razî, Mefâtihu'l-Gayb, Mısır 1937, V, 769).

Zekeriyya (a.s) İsrâiloğullarının peygamberi olduğu gibi, aynı zamanda onların bilgini, reisi ve müşaviri yani danışmanı idi (es-Sa'l-ebî, el-Arais, 1951, 372).

Onun hakkında çeşitli âyet ve hadisler vardır.




devamı için tıklayınız!...

Hz. yahyanın hayatı

Kur'an'da adı geçen peygamberlerden biri. Yüce Allah tarafından, Kur'an'da: "Ey Zekeriyya! Sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik" (Meryem, 19/7) ayeti ile haber verildiğine göre; Yahya (a.s.), Zekeriya (a.s)'ın oğlu idi. Kendisine Yahya adı da, Allah tarafından verilmişti.

Yahya (a.s)'nın yüzü güzel, kaşları çatık, saçları seyrek, burnu uzun, sesi ince ve parmakları kısa idi. O, İsâ (a.s)'dan



devamı için tıklayınız!...




Hz. hudun hayatı

Hz. Hud Yemen'de bulunan Ad kavmine gönderilen peygamberdir: «Ad kavmine de kardeşleri Hud'u (gönderdik). (...) » . Nuh aleyhisselamin oglu Sam'in neslindendir. Bir ismi de Abir olup, lâkabı Nebiyyullahtır. Hz. Hud'un ismi (veya nesebi) hakkında 2 rivayet vardir:

Hud bin Abdullah bin Riyah (veya Ribah) bin Él-Halud bin Ad bin Avs bin Irem bin Sam bin Nuh
Hud ibni Salih ibni Erfahd ibni Sam ibni Nuh ibni Ebi Ad'dir.
Yemen'de Aden ile Umman (Oman) arasında bulunan



devamı için tıklayınız!....




Hz. hızırın hayatı

Hz. Mûsâ döneminde yaşamış ve peygamber olması kuvvetle muhtemel, hikmet ve ilim sahibi bir şahsiyet.

Kur'ânı Kerîm'de, Hızır (a.s.)'in isminden açıkça bahsedilmez. Ancak Kehf Sûresi'nin 60-82. âyetlerinde yer alan Hz. Mûsâ ile ilgili kıssadan "Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul..." (18/65) diye sözü edilen şahsın Hızır (a.s.) olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bizzat Peygamber Efendimizden gelen sahîh hadislerde bu şahsın Hızır olduğu açıkça belirtilmiştir (bk. Buhârî, ilm 16, 44, Tefsîru'l-Kur'ân, Tefsîru Sûrati'l-Kehf 2-4; Müslim, Fedâil 170-174).

Bu rivayetlere göre bir gün Hz. Mûsâ



devamı için tıklayınız!...




Hz. ismailin hayatı

İsmail aleyhisselam, Şam diyarında (Filistin, Suriye) doğdu. Babasi İbrahim aleyhisselam, Allahü Tealanın emriyle, annesi Hacer Hatunla birlikte Mekke'ye götürdü . Yanlarına bir miktar yiyecek ve su ile birlikte şimdiki Kâbe'nin bulunduğu yere bırakarak Şam'a döndü. Bir rivayete göre İbrahim aleyhisselam Hacer Hatunu Kâbe'nin bulunduğu yere bırakınca o: "Sen bizi kime bırakıyorsun. Bize kim bakacak ?" sorusuna İbrahim aleyhisselam:


devamı için tıklayınız!...








Hz. idrisin hayatı

Hz. İdris, Hz. Şit aleyhisselamın torunlarından bir peygamberdir. Kendisine 30 suhuf kitap verildi. Asıl adı Ahnuh' (Hanuh) dur. Kur'an-ı Kerimde, çok kitap okuduğu için ona İdris lakabı verilmiştir. Ayrıca, kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiği için « müselles bin ni'me » (kendisine 3 nimet verilen ) de denilmiştir. İdris aleyhisselam'ın Babil veya Mısır'da Münif'de doğup yaşadığı rivayet edilmiştir. Babasının ismi Yerd'dir. Annesinin ismi Berre veya Esvet'tir. Kendisi Adem aleyhisselamın altıncı göbekten torunudur. Adem (a.s) kadar olan nesebi şöyledir:



devamı için tıklayınız!....

30 Mart 2008 Pazar

Hz. harunun hayatı

Hz. Harûn (a.s), israiloğulları peygamberlerinden, Hz. Musa (a.s)'in kardeşi. Hz. Yusuf'un vefatından sonra Mısır'da yaşayan israiloğulları ve diğer insanlar, bir müddet onun gösterdiği yoldan yürüdüler; ancak daha sonra hakikati unuttular. Bu arada Mısır'ın idaresi Kıbtilerin eline geçti. Kıbtîler ise yıldızlara ve putlara tapıyorlardı.

Kıbtîler, israiloğullarını hor görmeye başladılar. Onları ağır, zor işlerde kullandılar.

israiloğulları çok kalabalık bir topluluk olup Hz. Yakub'un oğullarına nisbetle on iki kola ayrılıyordu. Onlar


devamı için tıklayınız!...







Hz. eyyübün hayatı

Hz. İbrahim soyundan gelen bir peygamber.

Eyyûb (a.s.)'dan Kuran'da dört yerde bahsedilir ve sabır örneği olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41). Tevrat'ta da "Eyyûb" adıyla müstakil bir kitap, Hz. Eyyûb'un kıssasına tahsis edilmiştir.

İslâm kaynaklarına göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayısız malı-mülkü, birçok oğlu kızı bulunan Eyyûb (a.s.), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmiştir. Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle meşgul olan Hz. Eyyûb,



devamı için tıklayınız!...



hz. Ademin hayatı

Hz. Adem , yeryüzünde ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babası'dır.
Çeşitli memleketlerden getirilen toprakları melekler su ile çamur yapıp, insan şekline koydular. Mekke ile Taif arasında 40 yıl yatıp salsal oldu. Yani pişmiş gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselamın nuru alnına kondu. Sonra Muharrem'in onuncu Cuma günü ruh verildi. Her şeyin ismi ve faydası kendisine bildirildi. Boyu ve yaşı kesin olarak bildirilmedi. Allahü tealanın emri ile bütün melekler, Adem'e secde etti, ama İblis (şeytan) kibirlenip, bu emre karşı geldi ve secde etmedi : « Hani biz meleklere (ve cinlere): Adem'e secde edin , demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve


devamı için tıklayınız!...




Hz. şuaybın hayatı

Kuran'da adı geçen peygamberlerden. Medyen ve Eyke halkına peygamber olarak gönderildi. Bu iki ülkede ayrı ayrı mücadelede bulundu. Bu iki toplumla yaptığı mücadelesi, çeşitli ayetlerde geçmektedir.

Medyen ve Eyke, dağlık ve ormanlık olan iki ülke idi. Medyen toprakları, Hicaz'ın kuzey batısın da, oradan Kızıldeniz'in doğu sahiline, güney Filistin'e, Akabe Körfezi'ne ve Sina Yarımadası'nın bir bölümüne kadar uzanan bölgelerde yer alır.

Kur'an'ın Medyen halkı hakkında anlattıklarının önemini kavramak için, bu insanların, Hz. İbrahim'in üçüncü hanımı Katurah'tan olma oğlu Midyan'ın soyundan geldikleri iddialarina dikkat edilmelidir. Doğrudan doğruya onun neslinden gelmemiş oldukları halde, tümü onun soyundan olduklarını iddia etmişlerdir. Çünkü


devamı için tıklayınız!...



Hz. süleymanın hayatı

Tarih, yaklaşık olarak İ.Ö. 970-931 yılları arasında yaşadığı düşünülen Hz. Davud'un oğlu Hz. Süleyman'ın kurduğu muhteşem krallığa şahitlik eder. Öyle ki Hz. Süleyman, babasından sınırları Mısır'dan Fırat'a kadar uzanan bir krallık devralmış ve kısa sürede hakimiyetini güçlendirmişti. Ve kendi yaşadığı dönemde öylesine büyük bir hakimiyet kurmuştu ki, Allah'a olan imanının ve üstün aklının kendisine kazandırdığı bu ihtişam, yüzyıllar sonra bile insanların hayranligini ve dikkatini üzerine çekmeye devam etmektedir.Hz. Süleyman'ın hayati, Allah'a gönülden iman eden bir müslümanın aklının ne kadar fazla, ufkunun ne kadar geniş olduğunu bütün insanlığa gösteren çok çarpıcı bir delildir. Hz. Süleyman (a.s.) cinlerden ve insanlardan oluşan ordusu ile kurduğu hakimiyeti, muhteşem bir saraydan yönetiyordu.


devamı için tıklayınız!...



Hz.ilyasın hayatı

Kur'an-ı Kerîm'de ismi geçen peygamberlerden biri. Hz. Musa (a.s)'dan sonra gelen nesebi Hz. Harun (a.s)'a dayandığı rivayet edilen bir israiloğulları Peygamberi.

Hz. Musa'dan sonra israiloğullarının çeşitli boyları. Şam civarına yerleşmiştir. şam bölgesindeki "Bek" şehrine yerleşen ve zamanla Allah'a isyan ederek haddi asan bir Beni israil kabilesine Hz. İlyas (a.s)'in gönderildiği rivayet edilmektedir. İlyas (a.s) Kur'an-ı Kerîm'de iki değişik sûrede anılmıştır. Bir yerde diğer Peygamberler ile birlikte ismi geçmiştir: "(İbrahim'e) Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas'ı da bağışladık. Hepsi Salihlerdendi" (el-Enbiya, 21/85). Diğer sûrede ise İlyas (a.s)'in kıssası özetle anlatılmıştır. Musa ve Harun (a.s)'dan bahsedilmiş, onların Allah'ın salih kulları olduğu anlatıldıktan sonra İlyas (a.s)'in kıssasına geçilmiştir: "Muhakkak İlyas da peygamberlerdendi" (es-Sâffat, 37/123). Bu ayet-i kerime


devamı için tıklayınız!...


Hz. yakup'un hayatı

Kurân'da adı geçen peygamberlerden biri.

Ya'kûb (a.s)'in soyu, İshâk (a.s) vasıtasıyle İbrahim (a.s)'a dayanmaktadır. O, İshak (a.s)'in ve İshak (a.s) da İbrahim (a.s)'in oğludur. Annesinin adı Refaka'dir. Kardeşi Ays ile beraber, ikiz olarak doğmuştur. Kardeşinin ardından doğduğu için ona Ya'kûb denmiştir.

Ya'kûb (a.s)'in diğer bir adı da İsrail'dir. Kardeşi Ays'tan kaçarak dayısının yanına giderken gündüzleri saklanmış ve geceleri yürümüştür. Bundan dolayı kendisine İsrâil denmiştir. Kelime olarak İsrâil geceleyin (Allah'a) yürüyen demektir (et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, I,162 vd.).

Ya'kûb (a.s)'in doğumu ve peygamberliği daha önceden müjdelenmişti. Onun bu durumu Kurân'da söyle haber verilmiştir:


devamı için tıklayınız!...


Hz. salihin hayatı

Sâlih Peygamber Semud kavmine gönderilen peygamber olup Nuh aleyhisselam ın oğullarından Sam'ın neslinden olup Hz. Âdem'in 19. kuşaktan torunudur. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Sam ile Hicaz arasındaki Hicr denilen yere yerleşti. Semud'un torunları Ad'in helâk olduğu yere gidip yerleştiler. Reisleri de Cenda bin Amr isminde birisi idi. Zamanla bolluğa kavuşup Ad kavmi gibi azdılar. Taşlardan yaptıkları putlara taptılar. İşte bu diyarda Hz. Sâlih doğup büyüdü.


devamı için tıklayınız!..






Hz. yusufun hayatı

Kurân'da adı geçen Beni İsrail peygamberlerinden biri.

Hz. Yûsuf Kurân'da adi geçen peygamberlerden birisi olup, Yakub Peygamberin oğludur. Nesebi Hz. İbrahim'e kadar varır (Kamil Miras, Tecrit Tercümesi, IX, 139).

Kur'ân-ı Kerîm'de kendi adını taşıyan bir sûre vardır. Tamamı 111 âyet olan bu sûrenin 98 âyeti (4-101) Hz. Yûsuf'tan bahseder. Bu âyetlerde anlatıldığına göre Hz. Yûsuf'un hayat hikâyesi özetle şöyledir:


devamı için tıklayınız!...


Hz. yunusun hayatı

Adı Kur'ân'da geçen peygamberlerden biri.

Soyu, Bünyamin vasitasiyla Ya'kûb (a.s)'a ve onun vasıtasıyla de İbrâhim (a.s)'a dayanmaktadır. Bazı alimlerin naklettiğine göre, isa (a.s) annesinin adıyla İsa b. Meryem diye anıldığı gibi, Yûnus (a.s) da annesinin adıyla Yûnus b. Matta diye anılmaktadır. (ibn Sa'd, Tabakatü'l-Kübra, Beyrut 1957, I, 55). Buhârî'nin verdiği bilgiye göre ise, bu görüş yanlıştır. Aslında Matta, Yûnus (a.s)'in annesinin değil, babasının adıdır. Yani Yûnus (a.s), Yûnûs b. Matta diye anılınca, babasının adıyla anılmış olur (ez-Zebîdî, Sahihi Buhârî Muhtasari Tecridi Sarih Tercemesi ve serhî, trc: Kamil Miras, Ankara, 1971, IX, 152).

Yûnus (a.s)'in Ya'kub (a.s)'in torunlarından olduğu, Kur'ân'da şöyle haber verilmiştir:

devamı için tıklayınız!...




Hz. ishakın hayatı

İbrahim (a.s)'in Hz. Sâre'den doğan ikinci oğlu.

Hz. Sâre'nin çocuğu olmadığı için kocasına cariyesi Hacer'i hediye etmiştir. Hz. Hacer Hz. İsmail'i doğurunca, Hz. Sâre üzülmüştür. Hz. İbrahim yüz yirmi yasında Hz. Sâre doksan yasında iken Allah'ın bir lutfu ve mucizesi olarak İshâk (a.s) doğmuştur (bk. Hâkim, Müstedrek, 11, 556).

Kur'an-ı Kerim'de bu olay söyle anlatılır:


devamı için tıklayınız!...



Hz. musanın hayatı

Allah Teâlâ'nın, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'ı verdiği ve yeryüzünde dinini tebliğ edip, hakim kılması için gönderdiği Ulu'l-Azm* peygamberlerden biri. Hz. İbrahim (a.s)'in soyundan olup, israiloğullarının akidelerini ıslah etmek ve onları Allah Teâlâ'nın dilediği nizama kavuşturmakla görevlendirilmişti. Küfürle mücadelesi Kur'ân-ı Kerim'de uzun uzun anlatılmaktadır.

Hz. Adem (a.s)'den, Resulullah (s.a.s)'e kadar pek çok peygamber gelmiştir. Bu peygamberler, gönderildikleri kavimleri, Allah Teâlâ'ya iman etmeye çağırmışlar; bu yolda kâfirlerle savaşmışlar, yaşadıkları diyarlardan çıkarılmışlar; ezilmişler, hor görülmüşler ve hatta öldürülmüşlerdir.

Mûsa (a.s) da, Allah Teâlâ tarafından israiloğulları'na


devamı için tıklayınız!...







Hz. lokmanın hayatı

Bir nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir şahsiyet.

Kur'ân-ı Kerîm'de Lokman adı iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13). Kelime, ayni zamanda Mekkî bir surenin adidir. Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyşlilerin Lokman'ı Hz. Peygamber (s.a.s)'e sormalarıdır.

Lokman'ın adı geçen iki ayetin meâli şöyledir: "Andolsun Biz Lokman'a Allah'a şükretmesi için hikmet verdik. şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her şeyden müstağnîdir, övülmeye lâyık olandır. Lokman, oğluna öğüt vererek.


devamı için tıklayınız!...




Hz. isanın hayatı

Kur'an-ı Kerîm'de adı geçen ve israiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Hz. İsa (a.s) batılı tarihçilere göre miladi yıldan dört veya beş sene kadar önce doğmuştur.

Yine batılı tarihçilere göre Hz. İsa (a.s) Romalıların elinde bulunan Yahudiye'de Romalılardan Tiberius iktidarı döneminde otuz yaşlarına doğru peygamberliğini İnsanlara bildirdi. Önce Celile'de sonra Kudüs'te insanları hak dine davet etti. Yahudilerin dinini ikmal onların dine kattıklarını düzeltmek için gönderilen Hz. İsa (a.s) kendisine indirilen İncil adlı kutsal kitapta bunu şöyle anlatır:


devamı için tıklayınız!...



Hz. davutun hayatı

Kur'ân-ı Kerim'de adı geçen israiloğulları peygamberlerinden biri.

Yahuda kabilesinden İsa (Yasa)'nın sekizinci oğludur.

Hz. Musa'nın vefatından sonra, yine israiloğulları isyanın karanlığına daldılar. Azgınlık yaparak Hz. Musa'nın Allah'tan getirdiği akîdeyi terk etmeye başladılar. Cenâb-ı Allah, onların üzerlerine başka bir kabîleyi musallat etti.

Hz. Musa'nın vefatından sonra israiloğullarının idaresi Yusa'ya kaldı. israiloğullarını çölden çıkararak onları dedelerinin ülkesine yerleştirdi. Bu ülke, Hz. Yakub'un yaşadığı Ken'an bölgesi olup,


devamı için tıklayınız!...



Hz ibrahimin hayatı

H Z . İBRAHİM A.S.



2.1. Hz. İbrahim'in yaşadığı zaman ve mekan
İbrahim aleyhisselamın nesebi Nuh aleyhisselamın oğlu Sam'a dayanır. Hz. Nuh'un vefatı ile Hz. İbrahim arasında iki peygamber (Hz.Hud & Hz. Sâlih) vardır. Bu fasıla (rivayete göre, M.K.) 1143 senedir. Hz. Hud ile Hz. İbrahim arasında da 630 yıllık bir fasıla olduğu bildirilmiştir. Doğum yeri Bâbil kentidir .

2.2. İbrahim aleyhisselamın babası


devamı için tıklayınız!...



birer cümle ile sahabelerimiz

Peygamberlerden sonra insanların en üstünü: Hz. EBÛ BEKR-İ SIDDÎK


Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz. ÖMER


Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe: Hz. OSMAN


Allahın arslanı ilmin kapısı ve Resûlullahın dâmâdı: Hz. ALİ BİN EBÎ TÂLİB


Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF


devamı için tıklayınız!...


Hz. ÖMERİN SON SAATLERİ

Ömer yaralanınca yere seriliyor. Bu haliyle Abdürrahman bin Avf a işaret edip onu imamlığa geçiriyor. Bakın, namaz borcunun kudsîliğine ki, ortada can çekişenler varken bile bırakılmıyor, hızlı hızlı kılınıyor ve ondan sonra yapılacak işlere girişiliyor.


Ömer, kendisini yaralayanın Ebul Lü‘lü olduğunu öğrenince şöyle diyor:


devamı için tıklayınız!...




Peygamberimizin Affi Ve Bagislamasi..

Peygamber Efendimizin güzel ahlâkından birisi de affedici ve bağışlayıcı olmasıdır. Peygamberimiz kendi yakınlarına ve Sahabîlerine devamlı hoşgörülü olduğu gibi, düşmanlarını da, özellikle onlar güçsüz bulundukları ve teslim oldukları zaman bağışlamış, suçlarını affetmiş, sonunda da pekçoğunun iman etmesine vesile olmuştur.

Hz. Aişe validemizin de buyurduğu gibi, Peygamberimiz yaratılışı icabı, kendisine kötülük edene kötülükle karşılık vermez;


devamı için tıklayınız!..




Aile Reisi Olarak Hz. Peygamber (s.a.v.)

Bir kimsenin aile hayatı, onun ahlakının, davranışlarının ve karakterinin gerçek aynasıdır. İnsanın ev dışında ve sosyal hayattaki bütün hareketlerini yapmacık göstermesi mümkündür. Hatta kişi, evdeki tutum ve davranışlarının aksine dışarıda kendisini, olduğundan farklı gösterebilir. Fakat gerçek kişiliğini, ailesinden saklamayı uzun müddet başaramaz. Aile, kişiliğin müspet veya menfi yönden oluştuğu bir kurumdur. Kişinin, karakteri hakkında en sağlıklı malumat, aile hayatının araştırılmasıyla elde edilir. Kişinin diğer insanlara anlattığı, şefkat, merhamet, cömertlik, ahde vefa gibi insanı yücelten değerleri, kendi hayatında nasıl tatbik ettiği anlaşılması için aile hayatı, önemli ve şaşmaz bir ölçüdür.

İşte Peygamberimizin hayatı, bu ölçüler içinde değerlendirdiğimiz de, yeryüzünde gelmiş geçmiş ve gelecek bütün hanelerin, kurulacak bütün yuvaların en sade, en mutlu, en samimi, en bahtiyar ve en feyizlisi, onun hanesinin olduğunu müşahede ederiz. Onun hanesi her zaman saadet ve huzur doluydu. Belki bu hane, maddi imkanlar açısından, dünyanın en fakir hanelerinden biriydi; çünkü


devamı için tıklayınız!...


peygamberimizin hayası

Haya, hoşa gitmeyen yahut terk edilmesi yapılmasından daha uygun olan, bir şeyin yapılması esnasında yüzünde beliren ince kızarma hali olarak tanımlanır. Utanma, sıkılma manalarına da gelen haya, en geniş şekliyle İslâm ahlâkında yerini bulmuştu.

Bu ahlâk en mükemmel haliyle yine Peygamberimizde görülmektedir. Peygamberimiz her türlü temiz huyda olduğu gibi, haya bakımından da insanların en üstünü ve en utangacı idi.

Peygamberimiz son derece haya sahibiydi. Görülmesi ve açılması ayıp sayılan şeylere karşı gözü kapalı, âdeta yumuktu. Bu hususta da insanların en edeplisiydi.

Ebû Said el-Hudri, Peygamberimizin fevkalâde haya sahibi olduğunu ifade ederek şöyle demektedir:


devamı için tıklayınız!...



Peygamberimizin Hilmi Ve Yumusak Huylulugu..

Hilm; yumuşak huylu, yavaş, uslu, sessiz, sakin olmak, heyecana kapılmayıp öfkeyi yenmek, nefsine hakim olup kızmamak, gücü yettiği halde affetmek, hoşa gitmeyen şeyler karşısında sabredip tahammül göstermek, tahrik edici sebepler karşısında soğukkanlılığı korumak, vakarlı ve ağırbaşlı bulunmak, acı ve ıstırap verici hareketlerle yüzyüze gelince kendini tutma gibi anlamlara gelen güzel bir ahlâktır.

Peygamberimiz, peygamberliğinden önce de, sonra da insanların en halîmi, en yumuşak huylusuydu. Hayâtı boyunca meziyetini devam ettirmiştir. Cenab-ı Hak da kendisini korumuş ve bu sıfatından dolayı övmüştür.

Âl-i İmran Sûresinin 159. âyetinde


devamı için tıklayınız!..


peygamber efendimizin isimleri

Muhammed aleyhisselam efendimizin 400'e yakın ismi Mevahib-i ledünniyye'de vardır. Bunlardan bir kısmının manası alfabetik olarak kısaca şöyle:

Abdullah: Allah'ın kulu.
Âbid: Kulluk eden, ibadet eden.

Âdil: Adaletli, doğru, doğruluktan, haktan ayrılmayan.
Ahmed: En çok övülmüş, sevilmiş.

Ahsen: En güzel.
Alî: Çok yüce.

Âlim: Bilgin, bilen.
Allâme: Çok bilgili.


devamı için tıklayınız!..